akıl ve selüloz karışımı
hamurdan yoğrulmuş kafalarınız;
oturmuş vıdı vıdı vıdı vıdı konuşuyorsunuz,
mezarlarınızı dillerinizle kazıyorsunuz,
dillerinizle yalıyorsunuz mezar taşlarınızı,
alıyorsunuz, satıyorsunuz
kurtlarını, böceklerini birbirinizin.
söze nereden başladınız?
ne zaman başladınız?
babalarınızın sulbünde mi?
analarınızın karnında mı?
konuşuyorsunuz, konuşuyorsunuz,
konuşuyorsunuz...
ve bir gün o asık yüzlü melek
perçemlerinizden tutuncaya kadar da
besbelli, konuşacaksınız, konuşacaksınız,
konuşacaksınız...
ama ben yokum, beni karıştırmayın!
kulaklarımı balçıkla sıvadım ben,
kafamın çatlaklarını,
kalbimin deliklerini tıkadım şiirle
sizin kuramlarınıza, söylemlerinize.
vıdı vıdı vıdı vıdı vıdı...
bunca lafı, nereden buluyorsunuz?
bunca vakti kimden çalıyorsunuz?
aman ne çok şey biliyorsunuz!
aman ne çok şey biliyorsunuz!
teninize düşecek kurtlardan çok,
beyninizi yiyecek kurtlardan çok, kabirde!
kesiyorsunuz, biçiyorsunuz,
liflerine ayırıyorsunuz sözü,
yalanıyla, gerçeğiyle çiğnemeden
yutuyorsunuz sonra
ve kusuyorsunuz
sindiremediklerinizi, önümüze.
yeter ama yeter, ölüler için de, diriler için de!
ayıp, çünkü bakın, tanrı konuşmak için
sizin susmanızı bekliyor.
cahit koytak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder